Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ya da UNICEF (İngilizce United Nations Children’s Fund) 1954 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından çocuk haklarının korunması adına tanıtım ve savunu çalışmaları yapmak, çocukların temel gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların potansiyellerini eksiksiz biçimde gerçekleştirmek için fırsatlar yaratmak üzere görevlendirilmiş bir kuruluştur. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) doğrultusunda faaliyet gösteren UNICEF, çocuk haklarına kalıcı etik ilkeler olarak yerleşiklik kazandırmak, çocuklara yönelik davranışları uluslararası standartlara kavuşturmak için çaba göstermektedir. Çocukların yaşatılması, korunması ve gelişiminin, insanlığın ilerlemesinde içsel, kalkınma açısından
evrensel ölçekte geçerli zorunluluk olduğu konusunda ısrarlıdır. Siyasal kararlılığı ve maddi kaynakları harekete geçirerek, başta gelişmekte olanlar olmak üzere ülkelerin kapasitelerini geliştirmelerine, böylece çocuklara birinci önceliği tanıyıp gerek onlara gerekse ailelerine gerekli hizmetleri sağlayabilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktadır.
En dezavantajlı konumda olan çocuklara, yani savaş kurbanlarına, aşırı yoksulluk içindekilere, doğal felaketlere uğrayanlara, şiddet ve sömürünün her biçiminden zarar görenlere ve engellilere özel koruma sağlanmasına büyük önem vermektedir. Olağandışı durumlarda çocukların haklarının korunması için harekete geçmektedir. Diğer Birleşmiş Milletler örgütleri ve insani yardım kuruluşları ile eşgüdüm içinde hareket eden UNICEF böyle durumlarda çocukların ve onlara bakanların durumlarını rahatlatmak için elindeki imkânları işbirliği yaptığı kuruluşların hizmetine sunmaktadır. Taraf tutan bir kuruluş değildir ve ayrımcılık gözetmeden her tür işbirliğine açıktır. En dezavantajlı konumdaki çocuklarla gereksinimleri en acil olan ülkeler UNICEF’in bütün çalışmalarında öncelik taşımaktadır.
Ülke programları aracılığıyla kadınların ve kız çocukların eşit haklara kavuşması, topluluklarının siyasal, sosyal ve ekonomik kalkınmasına tam olarak katılabilmesi için çaba göstermektedir. İşbirliği yaptığı bütün kuruluşlarla birlikte dünya topluluğunun benimsediği sürdürülebilir insani kalkınma hedeflerine ulaşılması ve Birleşmiş Milletler kuruluş bildirgesinde yer alan barış ve sosyal ilerleme vizyonunun gerçekleşmesi için çalışmaktadır. UNICEF, çalışmalarını beşer yıllık program döngüleriyle yürütmektedir. Bugünkü program dönemi 2001 yılında başlamıştır ve 2005 yılına dek sürecektir.
Bu program öncesinde UNICEF, Türkiye’deki çalışmalarını gözden geçirmiş, uygulanmakta olan programların, politikaların ve stratejilerin etkili oluşuna ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirme, daha sonraki çalışmaların yönünün belirlenmesine yardımcı olmuştur.
Ayrıca Türkiye’deki çocuklarla kadınların durumuna ilişkin değerlendirmeler de yapmıştır. Ülkede önemli ilerlemeler sağlanmış olsa bile Bebek Ölüm Oranı (BÖO), Beş Yaş Altı Ölüm Oranı (5YAÖO) ve Anne Ölüm Oranı (AÖO), hastalıkların önlenmesi, erken dönem çocuk gelişimi, kız çocukların eğitimi ve kadınlar arası okur yazarlık gibi alanlarda bugünkü durum kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır.
Bu çalışmalarının yanısıra, olağandışı durumlarda da önemli roller üstlenmektedir. Türkiye nüfusunun neredeyse %70’i deprem riskli bölgelerde yaşamaktadır. 1999 yılında meydana gelen iki büyük depremde 16.000 kişi ölmüş, 20.000 kişi de ciddi biçimde yaralanmıştır. Onbinlerce insan bir anda evsiz ve işsiz kalmış, psikolojik açıdan yıkıma uğramış, yitirilen akrabalar ve dostların ardından acılara gömülmüştür. Yaklaşık 10.000 kilometre karelik bir alanda hizmetler önemli ölçüde aksamış, yerel ekonomi sarsılmıştır. Depremlerin önlenmesi kuşkusuz mümkün değildir. Ancak UNICEF hükümetle işbirliği halinde
yürüttüğü çalışmalarda, felaketlerin kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerini hafifletecek hazırlıklar yapmakta, etkili önlemler almaktadır. Türkiye, kadınlarla çocukların sorunlarını etkili biçimde ele alıp çözme açısından büyük kapasiteye sahip bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti halen kadınlara ve çocuklara yönelik olup UNICEF tarafından da benimsenen birçok politika uygulamaktadır. Bu çerçevede UNICEF ÇHS ile CEDAW Türkiye’deki yasa ve düzenlemelere içselleştirilmesi için tanıtım-savunu çalışmalarını sürdürecek ve politikaların çocuklara yönelik olumlu somut girişimlere dönüştürülmesinde Hükümete ve sivil topluma destek olmayı sürdürecektir
ÇOCUK HAKLARI NELERDİR
Çocuk hakları Nelerdir ?
Çocuk hakları
Çocuk hakları, kanunen veya ahlakî olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu, eğitim, sağlık, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavram.
Çocuk hakları, insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konudur. Bugün, dünyanın birçok yerinde varolan insan hakları ihlalleri, çocuk boyutunda daha geniş kapsamlı ve büyüyerek, müdahale edilmesi daha zor bir şekilde yer almaktadır. Uluslararası Af Örgütü'nün belirttiğine göre; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, emek sömürüsü, pornografi, şiddet, yasadışılık gibi olumsuz etkenlerin dahilinde, çocuk hakları ihlalleri daha büyük boyutlarda olmaktadır.
Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiştir. Günümüzde çocuk hakları ile ilgili olan uluslararası belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanmış olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmedir.
Temel çocuk hakları
Sağlıklı yaşam hakkı
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin çok sayıda maddesi çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemektedir. Sözleşme'nin 6. maddesine göre her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir.[7] İlaveten, 24. madde gereğince her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden faydalanabilmelidir.[8] İhmal edilen, terkedilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletler sorumludur.
Diğer temel çocuk hakları
Sözleşmeye göre, her çocuğun, temel yaşam hakkının yanında, nüfus kütüğüne kaydolma, isim, vatandaşlık ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkı vardır. Buna paralel olarak, taraf devletlerin, çocuğun kimliği, tabiiyeti, isim ve aile bağları dahil olmak üzere her türlü koruma hakkına saygı gösterme ve bu konularda yasa dışı müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü bulunur.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
İnsan haklarını temel alarak, dünyada barış ve huzuru korumak, ülkeler arasında çıkabilecek kültürel, ekonomik, toplumsal her türlü sorunu çözmek ve ülkeler arasındaki dostluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla kurulmuş uluslar arası örgüt. Birleşmiş Milletler Örgütü 24 Ekim 1945′te kuruldu. Örgütün merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentidir.
Birleşmiş Milletler Örgütünün kurulması yolundaki ilk adımlar, 2. Dünya Savaşı sırasında atıldı. ABD, SSCB, İngiltere ve Çin’in temsilcileri, Moskova ve Washington D.C. kentlerinde düzenledikleri bir dizi konferans sırasında, BM örgütünün kuruluşu için ilk adımı atmış oldular. Bu konferanslarda örgütün yapısının nasıl olması gerektiği ve nasıl çalışacağı konuşuldu. Konferanslarda birçok karar alınmasına karşın, “veto sorunu” ve “üyelik sorunu” gibi henüz karara bağlanamamış sorunlar da vardı. Daha sonra şubat 1945′te Yalta Konferansı’nda bir araya gelen liderler bu sorunları çözdüler ve bir öneri paketi hazırladılar. Bu paket, 25 Nisan 1945′te San Francisco kentinde yapılan BM Uluslar Arası Örgütlenme Konferansındaki görüşmelerin temeli oldu. Bu konferansa her kıt’adan birçok ülke katıldı. Görüşmeler sonucunda, 26 Haziran 1945′te 51 ülke BM Milletler Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşma 24 Ekim 1945′te yürürlüğe girdi. Böylece BM Örgütü kurulmuş oldu. Yapılan antlaşmaya göre; BM Güvenlik Konseyinin kararları için 5 daimî üyenin kararları zorunludur. Bu üyeler; ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa ve İngiltere’dir. Türkiye Cumhuriyeti, 1945 yılında BM’ye üye olmuştur.
Bugün dünyada İsviçre, Kribati, Nauru, Tonga ve Tuvalu dışındaki tüm bağımsız ülkeler BM Örgütü’ne üyedir. BM Örgütü’nün birinci amacı, dünya barışı ve güvenliğini korumaktır.
Birleşmiş Milletler Örgütünün bünyesinde kurulan ve her birinin farklı amacı olan birçok alt birim vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
BM Afetzedelere Yardım Kuruluşu (UNDRO),
BM Barış Gücü,
BM Çevre Programı (UNEP),
BM Çevre ve Kalkınma Programı (UNCED),
BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF),
BM Deniz Hukuku Konferansı (UNCLOS),
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO),
BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR),
BM İnsan Yerleşimleri Merkezi (HABİTAT),
BM Kalkınma Programı (UNDP),
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR),
BM Nüfus Faaliyetleri Fonu (UNFPA),
BM Sermaye Geliştirme Fonu (UNCDF),
BM Sınaî Kalkınma Örgütü (UNIDO),
BM Yardım ve Rehabilitasyon İdaresi (UNRRA),
BM Üniversitesi (UNU),
BM Sosyal Kalkınma Enstitüsü (UNRISD),
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD).
HACLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI
HAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI
*Kiliseye ve din adamlarına duyulan güven azalmıştır.
*Derebeylik rejimi sarsılmıştır.
*Skolastik düşünce zayıflamaya başlamıştır.
*Akdeniz limanları (Venedik ve Ceneviz, Marsilya gibi) ve Akdeniz ticareti önem kazanmıştır.
*Venedik ve Ceneviz gibi İtalyan şehir devletleri Akdeniz ticaretini ele geçirerek, zenginleşmişlerdir.
*İslam dünyasındaki (doğudaki) teknik buluşlar (kağıt, matbaa, pusula, barut, dokuma, cam, deri işleme v.b.) Avrupa’ya taşınmış, Avrupa’da kültür hayatı canlanmıştır.
*Bazı Müslüman alimlerin eserleri (İbn-i Sina, Farabi) ve antikide eserleri Avrupa’ya taşınmıştır.
*Anadolu, Suriye, Filistin, İstanbul gibi bölgeler harap olmuştur.
*Türklerin İslam dünyası içinde değeri artmıştır.
*Türkler ileri harekatı kesintiye uğramıştır.
*Köylüler bazı haklar elde etmiştir.
*Avrupalılar İslam medeniyetini yakından tanımışlar, önyargıları yıkılmıştır.
Haçlı Seferleri’nden etkilenen devletler : Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Eyyubiler, Zengiler, Danişmentliler, Memlukler, Fatımiler, Bizans